MAJİ Art Gallery, çağdaş sanatın estetik ve düşünsel derinliğini sunan bir platform olarak, sanatı yalnızca bir görsel deneyim değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir iletişim aracı olarak ele alıyor. Düşünülmemişi düşünmek, söylenmemişi söylemek ve yapılmamışı yapmak anlayışı, galerinin sanata yaklaşımının temelini oluşturuyor. Tüm bunlar MAJİ Art Gallery'nin sanat anlayışında önemli bir yer tutuyor.
Sanatçı Hülya Vurnal İkizgül’ün “Annem Bir Dağ Geyiği” isimli yeni kişisel sergisi geçtiğimiz günlerde yoğun bir katılımla açıldı. Farklı biçimsel ve teknik formatlardaki eserlerden oluşan sergi, 10 Nisan’a kadar Maji Art Gallery’de devam edecek.
Usta sanatçı Devrim Erbil’in “The Rhythm Of Istanbul” adını verdiği sergisi Maji Art Gallery’nin üst katında devam ediyor. İstanbul’un ritmi anlamına gelen sergi adeta bu sözüne karşılık olarak İstanbul’un tüm ritimlerini eserler aracılığıyla sanatseverlerle bir araya getiriyor.
Maji Art Gallery’nin yedi farklı sanatçının içerisinde yer aldığı “Manifesto: Panta Rhei” isimli karma sergisi galerinin diğer sergilerine paralel olarak Nişantaşı’nda devam ediyor.
Maji Art Gallery’de hayata geçirilen “Galeride Karşılaşmalar” isimli etkinlik serisi, galerinin yaşayan ve dinamik bir mekân olduğu gerçeği ve gereksinime atıfla oluşturuldu.
“Sanat, özgür ruhların kalemiyle yazılır.” Rosa Bonheur, 19. yüzyılın katı toplumsal normlarına meydan okuyarak, devrim niteliğinde eserleriyle hayvan resimlerinin ustası oldu.